06 Aralık 2016 günü Birleşik Hukukçular Kulübü Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde “Hukukçuyu Bekleyen Gelecek Kariyer Günü 2016” adında bir etkinlik düzenledi. Toplantıya mesleklerini tanıtmak üzere serbest çalışan avukatlar, akademisyenler, kurum avukatları, idari yargı hakimleri, adli yargı hakimleri, anayasa yargısı hakimleri ve noterler davet edilmişti. Özel şirketlerin dahili hukuk müşavirliklerinde çalışan hukukçular ise davetliler arasında yoktu.
Özel şirketlerde çalışan hukukçular Türkiye’de kendi meslek grupları tarafından dahi hatırlanmazken, 2012 yılında yapılan bir araştırma, Amerika Birleşik Devletlerinde yayımlanan Fortune 500 listesindeki şirketlerin 46’sının CEO’sunun hukuk doktoru olduğunu gösteriyor. Benzer şekilde Avrupa’da da zaman zaman basında, kimi şirketlerin hukuk müşavirlerini genel müdür (CEO) olarak atandığına dair haberler yer alıyor.
Peki, ülkemizde hukuk müşavirlerinin çalıştıkları şirketler içerisindeki yeri nerede? Kişisel gözlemim, yabancı ortaklı şirketlerle, işlerinin büyük çoğunluğunu yabancı şirketlerle yürüten kurumsal bir yapı tesis edebilmiş şirketlerde, bu husustaki küresel akıma uygun bir şekilde hukuk müşavirleri icra komitesinin doğal bir üyesi olarak kabul ediliyor ve “C-level” denilen bir pozisyonda konumlandırılıyor; ancak böyle şirketlerin sayısı, “aile şirketi” olarak adlandırabileceğimiz geleneksel Türk şirketlerinin sayısına nazaran oldukça az.
Geleneksel şirketlerde ise hukuk müşavirlerinin organizasyon içerisindeki yeri ve değeri, müşavirin kişisel özelliklerine sıkı sıkıya bağlı. Bu tür şirketlerde, şirket organizasyonuna sistematik bir yaklaşım bulunmadığından yönetim kurulu üyesi olan hukuk müşaviri de var; finans veya insan kaynakları yöneticisine bağlı çalışan da. Fakat küresel ekonomik bütünleşme sadece finansal araçlar düzleminde gerçekleşmiyor; büyük projelerin gerçekleştirilebilmesi için ortaklaşa kurulan şirketler, birleşme ve devralmalar zamanla şirketlerin yapılarının da birbirine benzemesine sebep oluyor.
Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri’nde veya Avrupa’da kurulu şirketlerin dahili hukuk müşavirliklerinde çalışan hukukçuların günümüzde ne tür hizmetler sunduğunun, organizasyonda nerede yer aldıklarının, kendilerinden ne tür nitelikleri haiz olmalarının beklendiğinin incelenmesi, ülkemizde de mesleğin geleceğine dair ipuçları verecektir.
2016 yılında New York Borsası’nın (NYSE) Kurumsal Yönetim Hizmetleri (Governance Services) birimi üst düzey yönetici istihdamına aracılık eden bir şirket ile birlikte hukuk müşavirlerinin organizasyon içerisindeki rolü ve sorumlulukları ile ilgili eğilimleri tespit edebilmek için ABD’de kurulu şirketlerin üst ve orta düzey yöneticilerinin katıldığı bir anket yapmıştır.
Bu anketin sonuçlarına göre, on yıl önce ankete katılanların yüzde 81’i hukuk müşavirlerini icra ekibinin bir parçası olması gerektiğini düşünmekteyken, bugün bu oran yüzde 93’e ulaşmış; ankete katılanların yüzde 96’sı 2020’de hukuk müşavirlerinin icra ekibinin doğal üyesi olacağını düşünüyor.
Gerçekten de, ülkeler için hâlâ sınırlar varsa da, iş dünyası için bu sınırlar çoktandır klasik anlamını yitirmiş durumda. İş dünyasının neredeyse bütün parametreleri küreselleşti. Dolayısıyla artık şirketlerin tabi olduğu mevzuat sadece şirketin merkezinin bulunduğu ülkeninki ile sınırlı değil. İşler uluslarüstü hukuk kurallarından, iş yapılan ülkenin yerel hukuk kurallarına kadar oldukça karmaşık ve değişkenlik gösteren bir hukuki yapı içerisinde yürütülmeye çalışılıyor. Buna ilaveten şirketlerin organizasyonları da parçalı ve şirket yapıları içerisindeki klasik fonksiyonlar çoğunlukla birbiriyle karışmış durumda. Dolayısıyla, böyle bir ortamda, her gün, değişen seviyelerde pek çok operasyonel risk alan icra ekiplerinde bir hukuk müşavirinin bulunması kaçınılmaz.
Bununla birlikte, bu yeni nesil hukuk müşavirlerinden beklenen çok iyi bir hukuk bilgisinden ziyade, dikkatli analiz yapma, sağlam bir yargıya varma yeteneği, kusursuz bir ahlak anlayışı ile yüksek seviyede bir öz bütünlük, tutarlılık. İyi derecede hukuk bilgisi hala kıymetli; ancak bunun ihtiyaç olduğunda satın alınabilir bir hizmet olduğu değerlendiriliyor.
Hukuk müşavirlerinin günümüzde şirket faaliyetlerinin mevzuata uygun yürütülmesi, hukuki işlemler ve ihtilafların takibi gibi klasik hizmetlerin yanı sıra, kurumsal yönetim, şirket risklerinin izlenmesi, kriz yönetimi gibi görevleri de üstlenmesi bekleniyor.
Boehringer Ingelheim (ABD) Şirketi’nin emekli kıdemli başkan yardımcısı, hukuk müşaviri ve genel sekreteri Marla Persky yeni nesil müşavirler için “Hukuk müşaviri, önce iş adamı, sonra avukat olmalıdır. Ticaretten anlayan bir avukat değil; bir şekilde avukat olmuş bir iş adamı olmalıdır” diyor. (Prashant Dubey, Eva Kripalani, The Generalist Counsel (How Leading General Counsel Are Shaping Tomorrow’s Companies.)Bunun için hukuk eğitiminin yeterli olmayacağı aşikar. O halde ne yapmalı?
İcra ekibinin üyesi olması beklenen hukuk müşavirinin, diğer ekip arkadaşları kadar finansal bilgisi olmalı. Bilanço okuyabilmeli, kar zarar tablosunu anlayabilmeli, iyi kötü bir finans bilgisine sahip olmalı.
Bu bilgi ile birlikte hukuk müşavirinin şirketin işlerindeki zorlukları, faaliyet gösterilen sektörün dinamiklerini, küresel ekonomiyi anlaması ve geçmiş sorunlarla uğraşmak, sürekli savunma yapmak ve hukuki görüşler vermekle yetinmek yerine; geleceğe yönelik eylem planları hazırlaması, gerektiğinde hücum oynaması, işin ilerlemesine yönelik tavsiyeler vermesi bekleniyor.
İcracı Hukuk Müşavirinin en yakın çalışma arkadaşının Genel Müdür olması bekleniyorsa da, incelediğim ankette bu anlayışın Yönetim Kurulu lehine değişmeye başladığını da gördüm. Bunun sebebi, bir gün Genel Müdür hakkında da işlem yapılması gerekebildiğinin ve o gün geldiğinde bunu yapacak kişinin de hukuk müşaviri olduğunun tecrübe edilmiş olmasıdır.
Sonuç olarak, Türk şirketlerinin uluslararası piyasalarda artan faaliyetleri, küresel pazarın çok boyutlu, değişken ve çoğu zaman birbiri ile çelişen yasal dinamikleri ve düzenlemeleri, yeni nesil hukuk müşavirlerini, yabancı şirketlerde olduğu gibi, icra komitelerinin üyesi haline getirecek gibi gözüküyor. “Danışman hukukçudan”, “icracı hukukçuya” evrilen dahili hukuk müşavirliği mesleğinin, iş adamı gibi düşünemeyen, icra komitesinin finansçı olmayan diğer üyeleri kadar finans, sektör dinamikleri ve şirketin yürüttüğü iş ile ilgili bilgi sahibi olmayan, eski nesil pek çok meslektaşı da orta ve uzun vadede koltuklarını boşaltmaya zorlayacağı anlaşılıyor.